Sıkça Sorulan Sorular
Cevap : EPS’nin başlıca tercih sebepleri; üstün teknik özelliklere sahip olmasının yanında, özelliklerinin yoğunluğa bağlı olarak istenilen yönde değiştirilebilmesi, ideal üretim teknolojisinin sayesinde maliyetinin düşük olması, performansını kullanım ömrü boyunca bozulmadan sürdürebilmesi ve çevre dostu bir malzeme olmasıdır. EPS ürünler, istenen performansı, malzeme israfına sebep olmadan ve dolayısı ile en ekonomik çözüm ile sağlarlar: EPS yalıtım levhaları; • Yüksek ısı yalıtımı sağlar. Yoğunluğu arttıkça ısı iletkenliği azalır.• EPS’nin ısı iletkenliği düşük olduğu gibi sabittir, şişirici gaza ve zamana bağlı olarak değişmez. • Basınca dayanıklıdır. Yoğunluk arttıkça basınç dayanımı artar. Kırılgan değildir. Isı yalıtım malzemesi olarak yüksek bir eğilme dayanımı vardır. • Kapalı gözenekli olduğu için pratik olarak ıslanmaz, yalıtımı sürekli yapar. Kapiler su geçirimliliği yoktur ve higroskopik değildir. • Buhar geçirimsizliği istenilen değerlerde ayarlanabilir. Yoğunluk arttıkça buhar geçirimsizliği de artar.• Kalınlığı zamanla incelmez, sabit kalır. • Çok hafiftir, kolay taşınır ve kolay uygulanır.• Ekonomik yalıtım malzemesidir, aynı ısıl performansı daha düşük maliyetle sunar.• Çevre dostu bir malzemedir. İçinde ozon tabakasına zarar verici CFC (Kloroflorokarbon)’lar ve türevleri (HCFC’ler) yoktur. İklim değişikliklerine sebep olmaz. Geri dönüşümlü bir malzeme olup, üretim sonrası çevreyi kirletecek atık oluşturmaz.• Sonsuz ömürlüdür. Bina durdukça yalıtım görevine ilk günkü performansı ile devam eder.• EPS, geniş bir yoğunluk aralığında üretilebilir, uygulama seçenekleri sunar. İşe en uygun ürünü seçme imkanı vererek kaynak savurganlığını önler.• Özel üretilmiş EPS, düşük dinamik rijitliği ve esnekliği ile, ses yalıtımında da başarılıdır.
Cevap : EPS ürünleri, binalarda ısı ve ses yalıtımı amacıyla kullanıldığı gibi, bazı özel mühendislik yapılarında ve inşaat dışı bazı sektörlerde de çeşitli amaçlarla kullanılırlar ve kullanım alanları sürekli gelişmektedir. Aşağıda başlıca uygulama alanları belirtildikten sonra, yalıtım uygulamaları ile ilgili kısa açıklamalar verilmiştir.
EPS ürünlerinin yalıtım amaçlı kullanım alanları
• Binalarda duvarların ısı yalıtımında, • Binalarda eğimli ve teras çatıların ve teras bahçelerin ısı yalıtımında, • Binalarda döşemelerin ısı yalıtımında, • Binalarda çıkmaların ısı yalıtımında, • Binalarda tavanların ısı yalıtımında, • Binalarda yüzer döşemelerde darbe sesi yalıtımında, • Binalarda hava sesi yalıtımında çok örtülü elemanların oluşturulmasında, • Soğuk hava depolarının ısı yalıtımında, • Kümeslerin ısı yalıtımında, • Boruların yalıtımında, • Jaluzi yuvalarının ısı yalıtımında, • Boru, tank, depo yalıtımında, Binalarda diğer amaçlarla • Dilatasyon derzlerinde, • Hafif yapı bloklarının üretiminde, • Asmolen yapımında, • EPS granülden hafif beton ve yalıtım sıvası üretiminde, • Kapı üretiminde dolgu malzemesi olarak, • Prefabrik hafif beton elemanlarının yapımında, • Kompozit levhalar üretiminde, Özel mühendislik yapılarında• Panton (yüzer marina) yapımında,• Soğuk bölgelerdeki karayolu yapımında,• Gevşek zeminlerde dolgu yapılarak zemin mukavemetini artırmak amacıyla,• Köprülerde dilatasyon derzlerinde,Diğer işlerde • Tüm ambalaj sanayinde,• Gemiler için can yeleği ve can simidi yapımında,• Rüzgar sörfü üretiminde,• Küçük deniz tekneleri yapımında,• Dekorasyon işlerinde.
Cevap : Binalarda EPS uygulamaları ile ilgili geniş açıklamalar her uygulama için ayrı dokümanlar halinde hazırlanmaktadır. Aşağıda her eleman için özet açıklamalar verilmiştir. Doğru uygulamalar için gerekli geniş kapsamlı bilgiler, PÜD’e başvurularak elde edilebilir. 1) Dış Taraftan Yalıtım Dış duvarlar bir yapının ısı kaybeden en önemli kısımlarındandır. EPS ile yalıtım gücü güçlendirilmiş dış duvar uygulamaları yapılırsa, sağlanacak ısıl konfor ve büyük orandaki yakıt tasarrufundan ayrı olarak yalıtımsızlıktan doğan iç rutubetlenme, küflenme, boya dökülmesi gibi sorunlarda ortadan kalkacaktır. Bir dış duvarda ısı yalıtımı üç şekilde yapılabilir. Dış taraftan, iç taraftan ve çift duvar arası 1.1) Dış taraftan yalıtım (Önerilen yoğunluk: 15-20 kg/m3) * Önerilen yoğunluğun altına inilmemelidir. İstenirse daha yüksek yoğunluklar kullanılabilir. Ülkemizde yeni başlayan bu sistem, dış ülkelerde yaygın bir şekilde yıllardır kullanılmaktadır. Bu sistem, yapı fiziği yönünden en uygun sistem olup EPS levhaları tüm binayı dışarıdan bir manto gibi sarar. Dış taraftan yalıtım: • Isı köprülerinin oluşmasını önler. • Yazın aşırı ısınmayı önler. • Su buharının kesit içinde yoğuşma riski en azdır. Isı yalıtım malzemesinin buhar direncinin düşük olması istenir. • Yapı fiziği hasarlarının önemli bir bölümü, dışarıdan ısı yalıtımı uygulamaları ile engellenebileceği gibi, mevcut hasarların onarımında en etkin ve kalıcı uygulama olmaktadır. Dış taraftan yalıtım sistemi, yeni yapılara uygulandığı gibi, mevcut binalara da kolayca uygulanabilir. Özellikle, mevcut yapıların restorasyonunda çok tercih edilmektedir. Kullanılmakta olan binalarda, uygulama sırasında tüm işler bina dışında gerçekleşir, içeriye işçi girmez. Dış taraftan yalıtım uygulaması için tüm cepheye iskele kurulması gerekir, özel yapıştırıcılara ve uzman uygulama ekibine ihtiyaç vardır. Maliyeti biraz daha yüksektir. Ancak duvarların ısı yalıtımında tercih edilmesi gereken, doğru çözümdür. EPS levhaları, duvara özel yapıştırıcı ve dübellerle tespit edildikten sonra, EPS üzerine cam elyafından kanavi çe yapıştırılır. Bu kanaviçe, bir armatür vazifesi görür. Kanaviçenin üzerine toplam kalınlığı 4-5 mm olan sentetik sıva yapılarak iş bitirilir. Kullanılacak EPS levhaların gereği kadar (üretim teknolojisine bağlı olarak 3-6 hafta) dinlendirilmiş, rötresini almış olmaları gerekir. Diğer uygulamalarda (içerden yalıtım, çatı yalıtımı ve diğerleri) beklemeye gerek yoktur. Dış taraftan duvar yalıtımında, yüksek yoğunluklu EPS levhalar, ince sıvada çatlaklara sebep olabileceği ve buharın dışarı çıkacağı kesitte yüksek buhar dirençleri oluşturulacağı için tercih edilmemelidir. 1.2) İç Taraftan Yalıtım (Önerilen yoğunluk: 20-35 kg/m3) Bu sistem, mevcut binalarda kolay uygulanır. Ancak döşemelerin ve iç duvarların birleşim noktalarında ısı köprüleri oluşur ve bu teknik yalıtımın verimini düşürür. İç taraftan yalıtım yapı fiziğine uygun bir sistem değildir. Ülkemizin büyük bir bölümünde betonarme kiriş ve perdelerin iç yüzüne uygulandığından, hangi malzeme olursa olsun ısı yalıtımı ile betonarme eleman arasında yoğuşma meydana gelmektedir. Ancak başka sistem olmadığında düşünülebilecek bu sistemin, aşağıda açıklanan sakıncaları vardır: • Döşeme alınları, bölme duvar alınları, yalıtılamaz ve ısı köprüleri oluşur. Özellikle kuzeye bakan cephelerde, bu elemanların iç köşelerinde küflenme ve hatta terleme beklenir. • Yalıtımı kesiklidir. (Yama gibidir) • Dış duvarlar, döşemeler, kolonlar, vb. taşıyıcı elemanlar atmosfer şartlarına maruz bırakılmıştır, korunmamıştır. • Isıl genleşmeler, kirli atmosfer, farklı zemin oturmaları vb sonucu gevrek yapıdaki taşıyıcı ve diğer malzemelerde meydana kılcal çatlak, vb. etkisi ile yağmur, kar suyu, duvara sızar ve yapı elemanının ıslanmasına sebep olur. Yapının kullanım ömrünü azaltır. • Su buharının kesit içinde yoğuşma riski fazladır.
Cevap : İçerdiği grafit katkısı sebebiyle kızıl ötesi emicilik ve yansıtıcılık özelliği kazanarak , ısı iletkenliği’nin büyük oranda azalması imkanını sağlar, rengini de bu maddeden alır. EPS nin , üstün teknik , su buharı geçirgenlik , boyut stabilitesi , çevre dostu olması gibi diğer tüm özellikleri grafit katkılı EPS’de de aynen mevcuttur. Grafit katkılı EPS , DIN EN 13163 Avrupa standardı şartlarına göre üretilir ve DIN EN 13501-1’e göre yangın sınıfı E’nin altında sınıflandırılır. DIN 4102 Alman Normu’na göre B1 – Zor Alevlenici sınıfındandır. 15 kg/m3 yoğunluğa sahip EPS’nin Isıl İletkenlik katsayısı EN 13163 hesaplamasına göre 0,037 W/(m.K) dır. 15 kg/m3 yoğunluğa sahip bir grafit reflektörlü EPS, 30 kg/m3 yoğunluğundaki bir EPS nin Isıl İletkenlik değerine sahiptir. Bu sayede yaklaşık %20 daha iyi bir ısı yalıtımı sağlanarak daha ince yalıtım levhalarıyla eşdeğer yalıtım performansına yazın ve kışın ulaşmak mümkün olmaktadır.
Cevap : Isı yalıtımı uygulanmayan binalarda bilhassa kolon , kiriş , perde beton gibi alanlar farklı 2 sıcaklığın ani karşılaştığı yerlerdir.Bu tıpkı soğuk bir havada arabaya bindiğimizde camda oluşan buğu (yoğuşma) gibidir.Bu tip yerlerdede sıcak hava duvar iç yüzeyine yakın bir noktada soğuk hava ile karşılaşır ve aynı arabadaki camda olduğu gibi bir yoğuşma meydana gelir. EPS ısı yalıtımı dıştan yapılarak ,2 farklı sıcaklığın karşılaştığı yer duvar iç yüzeyinde değil EPS yüzeyinde olur buda yoğuşmayı , küfü ve rutubeti önler.
Cevap : EPS nin %98 hareketsiz ve kuru havadır , buda bilinen en iyi ısı yalıtım malzemesi , ekonomik ve çevre dostu olması nın temel sebebidir.EPS üstün teknik özelliklere sahiptir , kullanılacağı işe göre çok geniş bir yoğunlu aralığında ve ekonomik olarak üretilebilir. Bilhassa ısı yalıtımında ideal yoğunluk olan 16-20 kg/m3 aralığı EPS de ekonomik bir üretimle mümkündür.Bu yoğunluk aralığı Isinma ve soğumaya bağli genlesme ve büzülme davranisi sonucu oluşabilecek çatlamaları önleyen ayrıca buhar geçirgenliğini maksimum seviyede sağlayan bir aralıktır. Ayrıca bu yoğunluk ve petek görünümlü hücre yapısı üzerine yapılan fileli sıva uygulamasınında daha iyi bir adreans ile tutunmasına yardımcı olur , çok sert ve parlak yüzeyler sıva tutunması açısından her zaman handikap oluşturur. 3-6 hafta dinlendirilen EPS levhalar tüm üretim gazlarını atarak sabit bir yaıtım katsayısına ulasirlar.Halbuki kimi yalıtım levhalarında bu süre yıllara yayılır ve yalıtım değeri zaman içinde azalır.
ISO ve CEN standartlarına göre ısıl iletkenlik katsayısı (λ) 0,065 W/(m.K) değerinden düşük olan malzemeler ısı yalıtım malzemesi olarak tanımlanır. Isıl iletkenlik katsayısı 0,065 W/(m.K) değerinin üzerinde olan malzemeler ise “yapı malzemesi” olarak adlandırılmaktadır (ısı yalıtım özelliği, ısıl iletkenlik değeri düştükçe artar, yükseldikçe azalır).
Tuğla, gazbeton, bimsblok gibi malzemelerin ısıl iletkenlik katsayıları bu değerin üzerinde olduğu için ısı yalıtım malzemesi değil, ancak ısı yalıtım malzemelerine katkı yapabilecek yapı malzemeleridir.
Örnek olarak;
Tuğla Duvar için λ = 0,20 W/(m.K) iken
EPS için bu değer λ = 0,04 W/(m.K)’dır.
Görüldüğü gibi ısı yalıtım malzemeleri ile yapı malzemeleri arasında ısıl iletkenlik açısından büyük fark vardır. Isı yalıtım malzemeleri ısı kayıp ve kazançlarının azaltılmasında kullanılan ve ısı geçişine yapı malzemelerine göre az bir kalınlıkla büyük direnç gösteren özel malzemelerdir.
Kaldı ki gazbeton, bimsblok, tuğla gibi “yapı malzemeleri”, ısıyı çok hızlı iletme özelliklerinden dolayı binalara en çok ısı kaybettiren ve dış hava şartlarıyla temas halinde olan kiriş, kolon, perde ve döşeme plakası gibi taşıyıcı “yapı elemanları”nı genelde kaplayamazlar/örtemezler, bu da çok büyük oranda ısı kaçışına sebep olur dolayısıyla bu tip yapı malzemeleri tek başlarına ısı yalıtımı için yeterli olamazlar.
Bir malzemenin ısıl iletkenlik katsayısının düşük olması “ısı yalıtımını” tek başına ifade etmek için yeterli bir unsur değildir. Isı Yalıtım Malzemesi, ısıl iletkenlik değerinin düşük olmasının yanında yeterli kalınlığa da sahip olmalıdır, işte tam da ısıl iletkenlik ve kalınlık değerlerinin birleştiği noktada “ısı yalıtımını” ifade eden değer olarak Isıl Direnç (R) ifadesi karşımıza çıkar. Isı yalıtım hesaplamalarında Isıl Direnç, R (m2.K/W) değeri (dolayısıyla ısıl iletkenlik+kalınlık değeri) kullanılır.
Isı Yalıtımı ≡ R = Isıl Direnç = Kalınlık d (m) / Isıl İletkenlik Katsayısı [W/(m.K)] = d / λ
Isı yalıtımı yapılmasının amacı ısı kayıp ve kazançlarını önlemek olduğuna göre ısı yalıtım malzemesinin bunlara karşı göstereceği direncin de büyük olması gerekmektedir. Bu büyüklük de denklemde görüldüğü gibi büyük kalınlığa ve küçük ısıl iletkenlik katsayısına bağlıdır.
Kalınlıkla birlikte ısıl direnç artmaktadır (ETICS Isı Yalıtım sistemleri Standartlarında -TS EN 13499, TS EN 13500 – Isı Yalıtım Sistemlerinden istenilen ısıl direnç değeri 1 m2.K/W ve üzeridir).
Durum böyleyken piyasadaki kimi boya ve sıva gibi malzemelerin düşük kalınlıkta uygulanması ile ısı yalıtımından iyi performans beklemek hatalıdır. Isıl konforun yeterli seviyede sağlanmasında kalınlık hesaplaması TS 825 Isı Yalıtım Kuralları Standardı’nda verilmiştir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne göre 01.01.2011 yılından itibaren toplam kullanım alanı 1000 m2 ve üzeri yeni binalarda, toplam kullanım alanı 1000 m2 ve üzeri olan eski binalarda ise 2017 yılı mayıs ayına kadar zorunlu olan enerji kimlik belgesi ve ısı yalıtım projesi hesapları (BEP-TR) TS 825 Standardı temelinde yapılmaktadır, Isı yalıtım kalınlıklarının da bu hesaplama metodunda çıkacak kalınlık sonuçlarına göre gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Dış cephe kaplamaları hiçbir zaman yeterli ısı yalıtımı sağlayamazlar, bu tür kaplamalar, birlikte kullanıldıkları ısı yalıtım malzemeleri sayesinde ısı yalıtımına katkıda bulunurlar.
Bu tür sistemlerde, kullanılan kaplama sisteminin su buharı geçirgenliğini sağlayıp sağlamadığı yani µ değeri sorgulanmalıdır. µ değeri malzemenin, belirli sıcaklık, bağıl nem ve kalınlık koşulları altında birim zamanda birim alandan geçen su buharı miktarını ifade eder (µ değeri düştükçe malzemenin su buharı geçirgenliği artar, µ değeri yükseldikçe su buharı geçirgenliği azalır) burada referans noktası havadır.
Havanın buhar direnç faktörü µ=1’dir ve diğer malzemelerin µ değerleri, o malzemelerin aynı şartlardaki havaya göre kaç kat daha fazla direnç gösterdiğini belirtir. Bu sebeple yoğuşma olmaması için dışarıdan yalıtımda düşük µ değeri, dolayısıyla su buharı geçirgenliği yüksek; içeriden yalıtımda ise yüksek µ değeri, dolayısıyla su buharı geçirgenliği düşük olan ısı yalıtım malzemeleri tercih edilmelidir.
EPS için µ = 20-100’dür, istenilen su buharı geçirgenlik değerine bağlı olarak yoğunluğu ayarlanabilir, yoğunluk arttıkça buhar geçirgenliği azalır.
Genellikle EPS mantolamada kullanılan yoğunluk olan 15-20 kg/m3 için µ değeri 20-40 aralığındadır ve bu da malzemenin çok rahat buhar difüzyonunu sağladığını, halk arasında söylenen şekliyle nefes aldığını gösterir (Nefes almak demek havanın geçmesi demek değildir, burada söz konusu olan bina içerisinde ortaya çıkan atık su buharının dış ortama geçişidir. Havanın maksimum %2’si su buharıdır).
Bu tür iddiada bulunan kişiler konuya bilimsellikten uzak yaklaşıp kimi rakip sektörlerin yönlendirmesi ile bunu söylemektedirler. Madde 3 de’de açıklandığı gibi bu konuda dikkate alınacak değer µ değeri olup değerlendirme buna göre yapılmalıdır. Kaldı ki iddia edilenin aksine ısı yalıtım malzemeleriyle yapılan mantolama ile binanın taşıyıcı yapı elemanlarının dış hava koşullarının yıpratıcı etkisinden korunması ve aşırı ısı farklarından doğabilecek gerilmelerden korunması sağlanır. Yazın sıcak kışın da soğuk dış ortam havası, mantolama ile korunmayan binanın yapı elemanlarında genleşme ve büzülmelerden dolayı gerilmeler oluşturur. Bu gerilmeler de zamanla yapı elemanlarında kılcal çatlamaların ortaya çıkmasına sebep olur. Mantolama ile, bu kılcal çatlaklara dış ortamdan sızabilecek suyun hem donarak daha büyük çatlamalara yol açmamasının hem de demir donatıya ulaşarak korozyona sebep olmasının önüne geçilmesi sağlanmış olur.
Sadece kuzey cephesine yapılacak bir ısı yalıtımı, ısı köprülerinin fazlalığından dolayı yeterli bir ısı yalıtım sağlamaz, yapıda ısı kayıpları devam eder, yıllık ısıtma(kışın) ve soğutma(yazın) enerjisi ihtiyacı yeterince azalmaz. Ayrıca unutulmamalıdır ki ısı yalıtımı bina taşıyıcı elemanları koruması açısından da gereklidir. Bu sebeplerle ısı yalıtımı tüm yapı bileşenlerinde (Çatı, duvar, taban, döşeme, konsol, cam ve doğramalarda) yapılmalıdır.
Isı yalıtımında dıştan yapılan ısı yalıtımı (mantolama) daha verimlidir. Bu şekilde bina kabuğu bir manto gibi dış hava koşullarından kesintisiz bir şekilde yalıtılmış olur, bina kabuğunun da (duvarlar ve taşıyıcı elemanlar) ısı depolama kapasitesinden faydalanılır dolayısıyla binanın iç ortamındaki her noktada ısı dağılımı eşit olduğundan istenmeyen hava akımları ortadan kalkar ve ısıl konfor şartlarına ulaşılır ayrıca bina bir kez ısıtıldıktan sonra ısıtma sistemi kapansa dahi yapı elemanları ısısını iç ortama vermeye devam eder iç ortamlar daha geç soğur, ayrıca mantolama ile bina taşıyıcı elemanları dış hava koşullarının yıpratıcı etkisinden ve korozyondan korunur, duvar kesiti içinde yoğuşma olması riski ortadan kalkar ve ısı köprüleri’nin oluşması da engellenmiş olur.
İçten yalıtım sürekli kullanılmayan mekanlarda (konferans salonu, sinema, tiyatro gibi) geçici hızlı ısınmanın gerektirdiği zaruri durumlarda tercih edilmelidir.
Ülkemizde mantolama denilince, ilk akla gelen kışın daha ekonomik ve konforlu ısınmadır, hâlbuki mantolama, soğuktan korunma amaçlı olduğu kadar sıcaktan korunma amaçlı olarak yazın da çok etkin ve gerekli olan bir uygulamadır. Soğutma maliyetlerinin kimi bölgelerde ısıtma maliyetlerinin bile önüne geçtiği bilinen bir gerçektir.
Yazın yaşanan ısı enerjisi fazlalığını gidermek, yaşam konforunu artırmak ve ekonomi sağlamak için en etkin metot ısı yalıtımı yaptırmaktır. Kışın güney cepheli yaşam alanları bir avantajken yazın bu durum tersine döner ve ısı yalıtımsız binalarda güneye bakan yaşam alanlarında daha çok konforsuzluk ön plana çıkar. Hâlbuki mekânı soğutma ihtiyacı, çatı, zemin yalıtımını da ihmal etmeden uygun kalınlıkta yapılacak mantolama uygulaması ve ısı yalıtımlı pencereler ile ortadan kaldırılabilir.
Cam kalınlığının artırılması ısı yalıtımına katkı yapmaz ancak yalıtımlı (çift cam, low-e cam) ısı yalıtımına katkı yapar. Aralarında hava boşluğu barındıracak şekilde iki camın fabrika şartlarında birleştirilmesi ile oluşan yalıtımlı camlar tek camlara göre ısı kayıplarını yarı yarıya azaltabilir.
Bir binada tüm cepheler ile birlikte, taban ve çatıya da ısı yalıtımı uygulanmalıdır. Sanıldığının aksine ısı kayıpları veya kazançlarına, sadece cephe değil çatı ve tabandan iletilen ısı da önemli ölçüde neden olmaktadır. Binanın zemini donatılı beton elemanı olduğundan zemin, ısı köprüsü etkisi gösterir ve bina kolonlarından çektiği ısıyı hızlı bir şekilde toprağa ileterek ısı kaybına sebep olur.
Diğer yandan bina içerisinde ısınan hava da fiziksel olarak daha yükseğe, çatı katına yükseldiğinden çatıdan ısı kayıpları da fazla olmaktadır.
Kat aralarında düz plak döşeme yerine izolasyonu sağlayacak yapı elemanları kullanılmalı, çatı katlarının döşemeden veya mertek seviyesinden ısı izolasyonu yapılmalıdır. Ayrıca pencerelerin iklim bölgesine göre doğrama ve çift cam olarak doğru seçilmesi gerekmektedir.
Binanın iç mekanları sadece yağışlı günlerde değil, soğuk havalarda da nemli ise ve bunun sonucunda kabarma, küf, koku ve benzeri oluşumlar varsa bunun sebebi ısı yalıtımı olmamasıdır. Isı yalıtımı olmayan binalarda dıştan gelen soğuk hava ile iç mekandaki sıcak hava’nın duvar kesitinde karşılaşması ile iç ortam havasının içindeki su buharı yoğuşarak zerrecikler halinde duvar üzerinde suya dönüşür ve yoğuşma dediğimiz olay oluşur, bu tıpkı kışın araba camlarında oluşan ve sıcaklık farkından meydana gelen buğu gibidir.
Yapı dış kabuğundaki varsa çatlak ve hasarlı bölgeler su sızdırmaz malzemelerle tamir edildikten sonra dışarıdan yapılacak ısı yalıtımı ile bu sorun rahatlıkla çözülür.
Sert (yoğun) malzemenin ısı yalıtım değeri daha iyidir demek doğru değildir, malzeme’nin fiziksel ölçüm değerleri ve kullanım yeri göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
Örneğin şap altında kullanılacak malzeme yüksek yoğunluklu seçilerek kalınlığının zaman içersinde azalması önlenebilir ama cephede kullanılacak bir malzeme yüke maruz kalmayacağından daha düşük yoğunlukta uygulanabilir. Mantolamada kullanılması halinde; sert ısı yalıtım malzemesinin, üzerinde bulunan sıvanın yazın ve kışın ısıl gerilmeler sonucu genleşme ve büzülmelerine uyum sağlaması sertliğinden dolayı daha da zordur ve bu durum sıva çatlamaları riskini daha da artırır. Ayrıca sert ısı yalıtım malzemesinin su buharı geçişine gösterdiği direnç daha fazla olduğu da dikkate alınmalıdır
Ülkemizde ucuz olması sebebi ile 8-10 kg/m3 gibi çok düşük yoğunlukta ve teknik değerleri düşük EPS levhalarının bilhassa duvarda iki tuğlanın arasındaki boşlukta kullanılması ve yıllar içersinde karşılaştıkları atmosferik şartlara dayanamaması sonucu taneciklerinin ayrışması ve özelliklerini kaybetmeleri sebebi ile yayılan bu söylentinin hiçbir mantıklı yanı yoktur. EPS, hacminin %98’i hava ve sadece %2’si özel bir plastik bazlı hammadde olan; 1 cm3’ünde 3 ila 6 milyar kapalı gözenek içinde kuru ve durgun hava barındıran, bu özelliğiyle ısı yalıtım sağlayan termoplastik bir Isı Yalıtım Malzemesidir.
EPS levhalar 8-100kg/m3 gibi geniş bir aralıkta üretimi yapılan malzemelerdir ,
kullanım yerlerine göre doğru yoğunluğun seçilmesi gereklidir. Örneğin mantolama uygulamasında kullanılacak levhaların yoğunluğu en az 15 kg/m3 iken ( 15kg/m3 altında yoğunluğa sahip EPS levhalar nerde kullanılırsa kullanılsın ısı yalıtım malzemesi olarak adlandırılamaz ) , şap altında kullanılacak bir levhanın yoğunluğu en az 26 kg/m3 olmalıdır.
Doğru yoğunlukta ve doğru yerde kullanılan EPS ısı yalıtım malzemesinin ömrü bina ömrüne eş değerdir.
Mantolamada ısı yalıtım levhalarının mekanik tespiti için kullanılan dubeller betonarme yapı elemanlarında pas payı denilen ve demirlerin korozyona uğramasını engelleyen kısım içersinde kalır. Kaldı ki m2’ye ortalama 6 adet olarak hesaplanan dubel sayısını ortalama dubel delik çapı 10 mm ile bir hesap yaparsak: 1 adet dubelin duvarda oluşturduğu delik alanı = πr2 = 3,14 x 5 mm2 = 78,5 mm2 = 0,0000785 m2.
6 adet dubelin delik alanını: 6 x 0,0000785 m2 = 0,000471 m2, bu da ısı yalıtım yapılan 1 m2’lik duvar alanında sadece 0,000471 m2’lik toplam delik alanı demek olur ki ihmal edilebilecek bir değerdir.
HemXPS hem de EPS’de şişirme ajanı olarak gaz kullanır ve bu gaz ısı yalıtım levhasından difüzyon ile uzaklaşır. İnsan sağlığına olumsuz etki yapacak bir durum söz konusu değildir. Bu ürünlerde CE belgesinin olması çevreye ve insana en az zararı veya hiç zararı olmadığı, yapı malzemeleri yönetmeliğine ve CE yönetmeliğine uygun olduğu anlamına gelmektedir.
Sistem içindeki ürünlerinin kalitesi ve birbiriyle uyumunun sağlanması önemlidir. ETAG 004, TS EN 13499, TS EN 13500 gibi mantolama sistemi kalite belgeleri sistemi oluşturan ürünler ile sistemin bütününe verilir, bu belgelere sahip ısı yalıtım paketlerinin kullanılması önerilmektedir. Bu şekilde sistemin ömrü uzamaktadır.
Yalıtım bir harcama değil, sağlığa, konfora ve çevre temizliğine katkı veren bir yatırımdır. Isı yalıtımı maliyeti bina yapım maliyetinin %3 ile %5’i arasındadır, eski binalarda ise ortalama 30-40 TL/m2 maliyeti vardır ancak unutulmamalıdır ki ısınma ve soğutma giderlerini en az yarı yarıya düşürerek çok kısa zamanda kendini amorti eden daha sonra da tüketiciye ömür boyu az harcama yaptırarak tasarruf ve konfor sağlayan bir yatırım olarak algılanmalıdır.